MAKALELER

Mutluluğun Bilimsel Kanıtları

Mutluluğun Bilimsel Kanıtları

Sizi ne mutlu eder? Kendi hayatınızda sürekli bu sorunun cevabını ararsınız değil mi? Hatta çoğu zaman sahip olmadığınız bazı şeylere sahip olsanız mutluluğu kesin yakalayacağınızı düşünürsünüz. Bunların en bilinen örnekleri; daha fazla para, daha iyi bir iş, bir bebek sahibi olmak olabilir. Bilim insanları da boş durmadılar ve insanları gerçekten neler mutlu eder araştırdılar. İşte bilimsel olarak kanıtlanmış sizi mutluluğa ulaştıracak bazı stratejiler.

Yaşadığınız Anın Tadını Çıkarın!

Bir an durun ve etrafınızdaki güzel şeyleri fark edin. Bu bir çocuğun gülümsemesi ya da güzel bir çiçeğin kokusu olabilir. Psikolog Lyubomirsky’nin yaptığı araştırma günlük sıradan anların tadını çıkaran ya da günün sonunda özellikle yaşadığı mutlu anları düşünen kişilerin mutluluklarının önemli ölçüde arttığını ve depresif düşüncelerinin ise azaldığını gösteriyor.

Kıyaslamayı Bırakın!

Kendinizi başkaları ile kıyaslamak hem mutluğunuzu hem de özgüveninizi tehdit ediyor. Lyubomirsky’nin araştırması kişisel başarılara odaklanmanın daha fazla yaşam tatmini ve mutluluk getirdiğini gösteriyor.

Parayı Listenizde En Sona Koyun!

Parayı listelerinde ilk sıraya koyan insanlar depresyon, kaygı ve düşük öz güvene sahip olma riskini yüksek oranda yaşıyor. Farklı kültürlerde de doğruluğu kanıtlanan Kasser ve Ryan’ın araştırmasına göre sürekli daha fazla kazanmayı düşünenler kendini gerçekleştirme ve yaşam enerjisi değerlendirmelerinden oldukça düşük skorlar almışlar.

Anlamlı Hedeflere Sahip Olun!

Araştırmacılar yeni bir el becerisi öğrenmek ya da manevi değerlere sahip bir çocuk yetiştirmek gibi önemli şeyleri gerçekleştirme çabası olanların güçlü hayalleri ve arzuları olmayanlara göre daha mutlu olduğunu söylüyor. Harward’da mutluluk araştırmaları yapan Profesör Ben-Shahar, mutluluğun keyif alma ve anlamlılığın kesiştiği yerde olduğunu söylüyor. İşte ya da evde hedef size kişisel olarak anlamlı gelen aktivitelerle meşgul olmanız.

İş yerinde İnisiyatif Alın!

İş yerinde ne kadar mutlu olduğunuz işte ne kadar insiyatif aldığınız ile ilişkili. Araştırmacı Wrzesniewsk’e göre yaratıcı olduğunuzda, başkalarına yardım ettiğinizde, ya da işinizle ilgili ekstra sorumluluklar yerine getirdiğinizde işinizi daha değerli bulacak ve daha fazla mutlu olacaksınız.

Arkadaşlar Edinin ve Ailenizin Kıymetini Bilin!

Araştırmacı Diener’e göre, mutlu insanlar iyi ailelere, arkadaşlara ve destekleyici ilişkilere sahipler. Bunun için çok fazla insan tanımak ve onlarla yüzeysel ilişkilere girmek yeterli değil. Mutlu olmak için sadece ilişkiye değil, anlayışın ve yakınlığın olduğu derin ilişkilere ihtiyaç var.

Öyle Hissetmeseniz Bile Gülümseyin!

Biraz klişe gibi görünse de gerçek olan şu! “Mutlu İnsanlar.. İmkanları, fırsatları ve başarıyı görebiliyorlar.” Araştırmacı Diener, bu kişilerin geleceği düşündüklerinde iyimser, geçmişi düşündüklerinde ise önemli noktaları mutlulukla hatırladıklarını söylüyor. Eğer bu şekilde bardağın dolu tarafını görerek doğmadıysanız bile, biraz pratikle bunu bir alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Dışarı Çıkın ve Egzersiz Yapın!

Duke Üniversitesi’nde yapılan araştırma egzersiz ve spor yapmanın depresyonu tedavi eden ilaçlar kadar etkin olduğunu gösteriyor. Üstelik hiçbir yan etkisi yok ve para ödemek zorunda değilsiniz. Diğer bir araştırma sonucu ise düzenli egzersizin sağlığın yanı sıra, başarma isteği, özgüven ve sosyal etkileşimleri arttırdığını gösteriyor.

Verici Olun! Hemen… Şimdi…

Mutlu olmak için insanlara yardım etmek yaşamınızın önemli bir parçası olmalı. En azından araştırmalar böyle gösteriyor. Araştırmacı Post’a göre, komşularınıza yardımcı olmak, gönüllü işler yapmak, bağış yapmak, size sigarayı bırakmak ve spora başlamaktan daha fazla sağlık getirecek. Bunun yanı sıra, arkadaşınızı dinlemek, bildiklerinizi başkalarına aktarmak, başkalarını tebrik etmek de size mutluluk getirecekler arasında. Elizabeth Dunn’ın yaptığı bir diğer araştırmaya göre ise başkaları için para harcayan insanların kendilerine harcamayı tercih edenlere göre çok daha fazla mutlu oldukları bulunmuş.

Bu yazı Özge Altan Aytun tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: ozge@psikolojistanbul.com