Pi BLOG

Çift Olarak Ebeveynlikte Takım Olmak

Ebeveynlik, sadece bir çocuğu büyütmek değil, aynı zamanda ilişkimizdeki rollerin de yeniden tanımlanmasıdır. Bir anda eş, sevgili rolünüze anne-baba rolü eklenir. Yeni sorumluluklar ve ihtiyaçlar oluşur. Bu yüzden de çocuk dünyaya geldiğinde çiftin hayatında hemen hemen her şey değişir: günlük rutinler, beklentiler, öncelikler ve en önemlisi, birbirleriyle kurdukları bağ… 

Araştırmalar gösteriyor ki, çiftlerin %68’i ebeveynlik sonrasında ilişkilerinde belirgin bir memnuniyet düşüşü yaşıyor (Gottman, 2000). Bu oran, ebeveynlik sürecinin çiftler için ne kadar büyük bir sınav olduğunu açıkça ortaya koyan bir yerde. Ama bu oran sizi umutsuzluğa kapılmanıza neden olmasın çünkü ebeveynlik sürecine geçmek ilişkinin zayıflaması anlamına gelmek zorunda değil; bilinçli bir yaklaşımla, ebeveynlik süreci çiftleri olduğundan daha güçlü hale bile getirebilir! Siz neden %32’de olmayasınız?

Ebeveynlik Tarzlarının Çatışması:

Her birey, kendi ailesinden getirdiği değerlerle ve öğrenilmiş tutumlarla ebeveyn olur. Anneliğimizde kendi anne ve anneannemizi de yanımızda taşırız gibi düşünebilirsiniz. Aynısı baba rolü için de geçerli. Kimimiz daha otoriter bir tarzla büyütülmüşüzdür; sınırların, kuralların çok belirgin olduğu bir ortamda. Kimimiz ise daha serbest, daha esnek bir aile ikliminden gelmişizdir. Bu farklılıklar, çocuk yetiştirirken kaçınılmaz şekilde gün yüzüne çıkar. Örneğin, biri çocuğa kesin sınırlar koymayı önemserken, diğeri çocuğun duygularına daha çok alan açmaya çalışabilir. Bu durumlarda "Benim yöntemim doğru" iddiası, zamanla çift arasında güç mücadelelerine dönüşebilir. Oysa ki bu farklılıklar, çiftlerin birbirlerini tamamlaması için bir fırsat da olabilir. Önemli olan, farklılıkları bir tehdit gibi değil, bir zenginlik kaynağı gibi görebilmektir. Ortak bir kültürde birleştirmek ve birlikte güçlenmek.

"Takım Olmak" Mümkün mü?:

Ebeveyn olduktan sonra ortak karar almak neden zorlaşır? Çünkü işin içine artık sadece iki yetişkinin ihtiyaçları değil, bir çocuğun fiziksel, duygusal ve gelişimsel ihtiyaçları da girmiştir. İş bölümü ve planlama, duygusal yük, takip gibi görünürde olmayan işler zamanla eşlerden birinin kendisini daha fazla yük altında hissetmesine sebep olabilir. Bu da ilişkinin dinamiklerini zedeler. İyi bir takım olmanın ilk adımı, yüklerin görünür kılınması ve paylaşılmasıdır. Herkesin yaptığı işlerin, hissettiklerinin ve beklentilerinin açıkça konuşulması, "Ben yalnız mıyım?" hissini azaltır. Bu da ilişkinizi yıpranmadan kurtarıcı bir yerdir. Yükleri birlikte taşımak ve birliktelik hissi..

İletişim Problemleri:

Çocuk önünde yaşanan tartışmalar, tahmin edilenden çok daha derin etkiler bırakır. Çocuklar, anne babalarının sözcüklerinden çok duygularını, beden dillerini ve aralarındaki etkileşimi kaydeder. Pasif-agresif tutumlar (örneğin alaycı cevaplar, sessiz cezalar), geri çekilme (soğukluk ve mesafe) ve suçlama döngüsü, çocuğun güvenlik algısını zedeler. Bu da sadece ebeveyn-çocuk ilişkisini değil, ileride kuracağı kendi ilişkileri de etkileyebilir. Tartışmaların çocuklara “Bazen anlaşmazlık yaşarız ama birbirimize saygı duyar ve çözüm ararız” mesajı verecek şekilde yönetilmesi, onlara da sağlıklı ilişki modelleri sunar. Bu yüzden eğer çocuğunuz tartışmanıza tanık olduğu kadar barışma anlarınıza ve onarmayı nasıl yaptığınızı görmeye de tanık olması çok önemli.

Unutmayın takım olmak bir anda gerçekleşmez; bilinçli ve sürdürülebilir adımlar gerektirir. Emekle inşa etmeniz gerekir. Peki bunun için hangi adımları atabiliriz diyorsanız gelin aşağıdaki başlıkları birlikte inceleyelim.

Empatik iletişim kurmak: Önce dinlemek, anlamaya çalışmak, sonra kendi duygularımızı ifade etmek.

Haftalık Ebeveyn Toplantıları yapmak: Haftada bir gün 15-20 dakika ayırıp, çocukla ilgili gündemleri, ihtiyaçları ve alınacak kararları birlikte değerlendirmek.

Bireysel sınırları ve değerleri konuşmak: Kim, hangi konuda daha hassas? Hangi alanlarda destek bekliyor? İhtiyaçlar neler?

"Biz bir takımız" perspektifini korumak: Tartışmanın amacı "kim haklı?"yı bulmak değil, ortak bir çözüm üretmektir. Bir taraf haklıysa ve kazandıysa ikinizde aslında kaybetmişsinizdir. Ulaşmak istediğiniz nokta karşı karşıya değil yan yana olmak.

Görünmeyeni görmek ve takdir: Günlük hayatın içinde yapılan küçük katkıları görmek ve takdir etmek, ilişkinin bağlarını güçlendirir. Takdir, ilişkiyi besler.

Ebeveynlik bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Bu yolculukta en önemli şey mükemmel olmak değil, “yeterince iyi” ebeveyn olmak ve birlikte büyümeye açık kalmaktır.

"Yeterince iyi" ebeveynlik, çocuğun tüm ihtiyaçlarına kusursuz bir şekilde yanıt vermeyi değil, temel güveni, sevgiyi ve desteği sağlamayı hedefler. Hatalar yapmak bu sürecin doğal bir parçasıdır; önemli olan bu hatalardan öğrenerek hem bireysel hem de ilişkisel olarak gelişmeye devam edebilmektir.

Peki, siz en son ne zaman ebeveyn olarak birlikte karar aldınız?

Bu soruya vereceğiniz yanıt, ilişkinizde takım olma yolculuğunuzun haritasını çizebilir.

Bu yazı Uzm. Psikolog Merve Ağırbaşlı tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: merve@psikolojistanbul.com


Gottman, J. M., & Silver, N. (2000). The Seven Principles for Making Marriage Work. New York: Harmony Books.

Gottman, J. M., & Gottman, J. S. (2007). And Baby Makes Three: The Six-Step Plan for Preserving Marital Intimacy and Rekindling Romance After Baby Arrives. New York: Crown Publishers.