Pi BLOG

Okula Geri Dönüş Rehberi

Tatilin rahat temposundan sonra yeniden okul düzenine geçiş, birçok çocuk için zorlayıcı bir deneyim olabilir. Yeni öğretmenler, farklı arkadaş grupları, derslerin sorumluluğu ve değişen uyku düzeni derken çocuklar bu süreçte hem fiziksel, hem de duygusal açıdan desteğe ihtiyaç duyarlar. Ebeveynlerin bu dönemde sağlayacağı destek, yalnızca okul uyumunu kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda çocuğun özgüvenini ve duygusal dayanıklılığını da güçlendirir.

Sabah Rutinlerinin Gücü

Çocuğun gününe nasıl başladığı, günün geri kalanını büyük ölçüde etkiler. Sabahları kaotik, acele içinde ve stresli geçen hazırlık süreci, çocuğun okula olumsuz bir ruh haliyle gitmesine yol açabilir. Bunun yerine, düzenli ve huzurlu bir sabah rutini oluşturmak, hem çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlar, hem de güne olumlu bir başlangıç yapmasına yardımcı olur.

Tatilde bozulan uyku düzenini toparlamak için, okul başlamadan en az bir hafta önce uyku saatlerini yavaş yavaş geri çekmek faydalı olacaktır. Çocuğun akşamları ekran karşısında fazla vakit geçirmemesi, uyumadan önce sakinleştirici aktiviteler (kitap okumak, hafif sohbetler) yapması daha rahat uyumasını sağlar. Sabahları ise aceleye gerek bırakmayan bir hazırlık planı, stres seviyesini düşürür. Çocuğun kıyafetlerini ve okul çantasını bir gece önceden hazırlamasına yardımcı olmak, sabahları büyük bir rahatlık sağlar.

Ayrıca, evden çıkmadan önce çocuğunuza birkaç dakikalık özel bir zaman ayırmak da sabah rutinini güçlendirir. Küçük bir sohbet, birlikte kahvaltı etmek veya gün için güzel bir dilekte bulunmak çocuğun güne pozitif başlamasına katkı sağlar.

Duygulara Alan Açmak

Okula dönüş yalnızca bir fiziksel hazırlık değil, aynı zamanda yoğun bir duygusal süreçtir. Çocuklar bu dönemde farklı duygular yaşayabilirler: bazıları yeni şeyler öğrenmenin heyecanını hissederken, bazıları kaygı, belirsizlik veya çekingenlik yaşayabilir. Ebeveynin görevi bu duyguları bir an önce çözümlemeye çalışmak değil, onlara alan açmaktır.

Çocuğunuza basit ama güçlü sorular sorabilirsiniz:

  • “Okulun başlamasıyla ilgili seni en çok heyecanlandıran şey ne?”
  • “Yeni öğretmeninle tanışmayı düşündüğünde neler hissediyorsun?”
  • “Okulla ilgili seni biraz bile olsun endişelendiren bir şey var mı?”

Bu tür sorular çocuğun duygularını fark etmesine ve ifade etmesine yardımcı olur. Çocuğunuzun kaygılarını küçümsemek yerine, onları normalleştirmek önemlidir. “Bunda korkacak bir şey yok ki” demek yerine, “Evet, yeni bir sınıfa başlamak heyecan verici olduğu kadar biraz da zor olabilir. Senin de böyle hissetmen çok normal” gibi empatik ifadeler kullanmak, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar.

Çocuğunuzun duygularını ifade etmesi için sözel yollar dışında farklı yöntemler de sunabilirsiniz. Resim yapmak, yazı yazmak, hatta birlikte kısa oyunlar oynamak çocuğun iç dünyasını açığa çıkarmasında yardımcı olabilir.

Güvende Hissettirmek

Çocuklar için okula dönüş sürecinde en önemli ihtiyaçlardan biri güven duygusudur. Güvende hisseden çocuk, değişime daha kolay uyum sağlar. Bu güveni sağlamanın yolu ise ebeveynin sakin, kararlı ve tutarlı bir duruş sergilemesidir. Çocuk, okul hakkında kaygılarını paylaştığında ebeveynin aşırı endişeli ya da panik bir tavır takınması, kaygının daha da artmasına yol açabilir. Bunun yerine, “Senin yanında olacağım, birlikte üstesinden geleceğiz” mesajını veren bir yaklaşım çocuğa güç verir.

Çocukların duygusal dünyasında güven hissi, özellikle okul gibi dışarıdaki ortamlara adapte olurken büyük bir rol oynar. Çocuğunuza her zaman yanında olduğunuzu hissettirmek, onun kaygılarını azaltır. Bunu yalnızca sözlerle değil, küçük rutinler ve davranışlarla da gösterebilirsiniz. Örneğin, sabah vedalaşmalarında kısa ama tutarlı bir ritüel belirlemek (küçük bir sarılma, el sıkışma ya da özel bir cümle söylemek) çocuğun ayrılık anlarında daha az zorlanmasına yardımcı olur.

Okuldan dönüşte çocuğunuzu karşıladığınızda ise, hemen dersler ve ödevler yerine önce gününe dair sohbet etmeye özen gösterin. “Bugün seni en çok gülümseten şey neydi?” ya da “Gününün en zor kısmı hangisiydi?” gibi sorular çocuğun kendini duygu, düşünce ve deneyimlerini paylaşmasına fırsat tanır. Bu şekilde çocuk, okuldaki yaşantısının evde de değer gördüğünü ve ailesiyle bağının sağlam olduğunu hisseder.

Ayrıca güven duygusu, ebeveynlerin kendi tutarlılığıyla da doğrudan ilişkilidir. Çocuğunuza verdiğiniz sözleri yerine getirmek, sınırlar konusunda kararlı ama şefkatli olmak, onun iç dünyasında öngörülebilir bir düzen yaratır. Çocuklar, “annem/babam söylediğini yapar” duygusuyla büyüdüklerinde, kendilerini dış dünyada da daha dayanıklı hissederler.

Rutinler Oluşturmak

Okula dönüş sürecinde çocukların en çok zorlandığı noktalardan biri tatil döneminin rahat alışkanlıklarından, okul düzenine geçiştir. Uyku saatleri, ekran kullanımı, yemek düzeni gibi temel alanlarda belirli bir denge sağlamak, hem fiziksel hem de duygusal dayanıklılığı destekler.

Burada önemli olan, rutinleri bir “katı kurallar bütünü” gibi değil, çocuğun gelişimini destekleyen bir çerçeve gibi görmek. Örneğin, ödev ve oyun saatlerini birlikte planlamak, çocuğun hem sorumluluklarını yerine getirmesini hem de keyif aldığı aktiviteleri sürdürmesini sağlar.

Deneyin & Dikkat Edin

Her çocuğun okula dönüş sürecine verdiği tepki farklıdır. Kimileri hemen uyum sağlarken kimileri daha fazla zamana ihtiyaç duyar. Bu nedenle ebeveynler olarak çocuklarınızın ihtiyaçlarını gözlemlemeniz ve esnek olmanız çok önemlidir. Çocuğunuzun özellikle sabah uyanışlarında, okula giderkenki beden dilinde veya akşam eve geldiğindeki ruh halinde değişiklikler fark ediyorsanız, bunları birer işaret olarak değerlendirin.

Denemekten çekinmeyin. Örneğin, bazı çocuklar için sabahları birlikte kahvaltı etmek güvenli bir başlangıç sağlar, bazıları için ise yolda sohbet ederek vakit geçirmek daha rahatlatıcı olabilir. Burada önemli olan, çocuğun hangi yöntemlerle daha huzurlu hissettiğini keşfetmek ve bunu günlük rutine entegre etmektir.

Eğer uyum süreci beklenenden daha uzun sürerse, çocuk sık sık kaygılı davranışlar gösterir ya da okula gitmeyi reddederse, okul rehberleriyle iş birliği yapmak faydalı olabilir. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını erken dönemde fark etmek ve desteklemek, uzun vadede daha sağlıklı bir okul deneyimi yaşamasına katkı sağlar.

Bu yazı Zeynep Koçlu tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: zeynepkoclu@psikolojistanbul.com