MAKALELER

Kavgada Sakinleşmenin 20 Yolu


Tartışmalar Sırasında Sakin Kalabilirsiniz

Bazen tartışırken içimizden vahşi bir canavar çıkar. Sözlerimize hakim olamayız, elimiz kolumuz bile istemsiz harekete geçer ya, işte o anlarda neler yapılması gerektiğini Uzman Psikolog Özge Altan Aytun’la konuştuk.

1- Tartışmada içinizdeki vahşi yanı nasıl fark edersiniz?

Kendi fikrinizin üstün gelmesini istiyorsanız bunun için elinizden gelen ne varsa yapıyorsanız, aklınıza geleni söylüyor, karşı tarafı küçümsüyor, aşağılıyor elinizi kolunuzu sert hareketlerle savuruyorsanız içinizdeki vahşi yan ortaya çıkmış demektir…

2- O anda ne yapmalı?

Sadece karşı tarafı ezmeye, küçük düşürmeye odaklanırsanız hedefinizden uzaklaşırsınız. Tartışma öncesi iyice düşünerek bu hedef doğrultusunda şikayetlerinizi karşı tarafı suçlamadan dile getirin.

3- Bunu nasıl yapabiliriz?

Sizi bu noktaya getiren olaylar ve durumlar hakkında düşünün. Her şey gerçekten bu kadar kötü mü? Sizin bu durumdaki payınız ne? Gerekirse bunları bir kağıda dökün.

4- Tartışmaya nasıl başlamalı?

Yüksek bir sesle, karşı tarafı suçlayarak başlıyorsanız bu tartışma alevlenerek büyük bir kavgaya dönüşecek demektir. Oysa yumuşak bir ses tonuyla istediğiniz şeyi dile getirerek başlamak tartışmanın büyük bir kavgaya dönüşmesini engeller.

5- Nasıl devam etmeli?

Niyetinizin ve isteğinizin ne olduğunu açık bir şekilde ifade edin. Derdinizi ‘ben dili’ kullanarak örneğin, “çok bencilsin” yerine “benimle bunu paylaşmanı isterdim” diyerek dile getirmek karşı tarafın sizi dinlemesini sağlar.

6- Küfretmeden nasıl durabilirim?

Tartışma sırasında kendinizi tutamayarak küfretmek istediğiniz zamanlar olabilir. Mümkün olduğunca kendinizi dinlemeye ve ağzınızdan çıkan kelimeleri duymaya çalışın. Bu kelimeleri sarf etmeden önce en az 10’a kadar sayıp, derin bir nefes alarak konuşmaya devam etmeye çalışın.

7- İçimdeki öfke duygusunu nasıl geçirebilirim?

Karşınızdaki kişiye yoğun öfke duyuyor olabilirsiniz, bu da normal. Ancak nasıl davrandığınız önemli. Karşı tarafa öfkenizi ve sebeplerini anlatmakta hiçbir sakınca yok. Öfkeliyken önce derin bir nefes almaya, iş kötü bir noktaya doğru gidiyorsa en az beş dakikalık bir mola vermeye çalışın.

BİRİKTİRMEDEN PAYLAŞIN

8- Bu tartışma geçmişteki bir birikimin mi, yoksa ani bir olayın sonucu mu?

‘Bardağı taşıran son damla’ ile başlayan tartışmalar her zaman daha sert ve öfkenizin yoğun olarak ortaya çıkmasıyla sonlanır. Size sıkıntı olan konuları biriktirmemeye ve daha küçük meselelerken paylaşmaya çalışın.

9- Nasıl uzlaşabilirim?

Ortak bir konuda buluşun. Esneyebileceğiniz ve esneyemeyeceğiniz alanları karşı tarafla paylaşın. Aynı şeyi ondan da yapmasını isteyin. Uzlaşma her zaman gerçekleşmeyebilir. Bu durumda farklı çözüm yolları üzerinde düşünüp tekrar bir araya gelmeyi isteyin.

10- Kavgacı olmadan bu tartışmayı nasıl kazanabilirim?

Karşı tarafın ve kendinizin bakış açılarını iyice dinleyip anlayın. Karşı taraf bitirdikten sonra kendi bakış açınızı anlatarak sizi dinlemesini isteyin. Her söylediğine bir cevap yetiştirmeye çalışırsanız bu suçlama ve savunma döngüsüne girmiş bir ağız dalaşından daha öteye geçmez.

11- Tartışmalarda savunmaya geçmek yerine ne yapabilirim?

Tartışmada “Bu benim sorunum değil senin hatan”; “sen bir de kendine bak” gibi cümlelerle durumu tamamen karşı tarafın sorunu göstererek savunmaya geçebilirsiniz. Bu tutum, tartışmanın çözümüne hiçbir katkı sağlamaz. Oysa sorunla ilgili sorumluluk almaya çalışmak ve sizin payınızı da göz önünde bulundurmak en iyisi.

12- Hatalarım olduğunu kabul etmenin gücü nedir?

Tartışma sırasında sizin de hatalarınız olduğunu kabul etmek karşı tarafın yelkenlerini suya indirmesine, sizi daha çok dinlemesine yardımcı olur ve çözüme kolay ulaşmanızı sağlar.

13- Karşıdan gelen etkiyi kabul etmenin gücü nedir?

Karşı taraftan gelen önerilere, isteklere tamamıyla duyarsız kalır ve onu reddederseniz işin içinden çıkmanız zor. Tamamıyla reddetmek yerine onu önemsediğinizi göstermek, bazı isteklerini kabul etmek uzlaşma ihtimalinizi arttırır.

14- Tartışmada söylememem gereken cümleler neler?

“Sen daima..” “Sen asla..” ile başlayan cümlelerle sizin üstün olduğunuzu gösteren “benim haklı olduğum ortada” gibi ifadeler durumu genelleyip karşı tarafın savunmaya geçmesine neden olur.

RAHATLAMA SİNYALLERİ GÖNDERİN

15- Beden dilimiz nasıl olmalı?

Ne kadar sinirli ve öfkeli olduğunuz sözcüklerden değil bedeninizden de anlaşılır. Ancak gerçekten sakin olduğunuzda bedeniniz de gevşer ve karşı tarafa rahatlama sinyalleri gönderir. Bunun için kendinizi dinleyin, gerginliğinizi azaltacak şeyler yapın (derin nefes almak, ara vermek gibi) ve kendinize “bu işin içinden iyi bir şekilde çıkacağız “ gibi olumlu düşünceler telkin edin, işe yarayacaktır.

16- Tartışma nasıl sonlanmalı?

Tartışma sırasında ağza alınmayacak kelimeler sarf etmiş, karşı tarafı kırmış olabilirsiniz. Tartıştığınız kişiyle bir daha görüşmek istiyorsanız öfke anında sarf ettiğiniz sözler için özür dileyin. Niyetinizin kötü olmadığını açıklayın.

17- Karşınızdaki eşinizse?

Kavgaya neden olan etken genellikle eşlerin birbiriyle kurduğu iletişim şeklidir. Tartışma sırasında sert olmak, eşinizi eleştirmek ve aşağılamak saldırgan tutumun en önemli göstergeleri. Tartışmada ve sonrasında birbirinize karşı samimi olun, ilgi gösterin, espri yapın ve özür dileyin. Bunlar etkili telafi yollarıdır.

18- Karşınızdaki patronunuzsa?

Patronunuz sonsuz anlayışlı biri değilse muhtemelen kariyeriniz bile tehlikeye girebilir. Düşüncelerini saldırganca ifade etmek yerine inandığınız fikri bütün yönleri ve gerekçeleriyle anlatıp özgüvenli bir şekilde arkasında durmaya çalışın.

19- Karşınızdaki iş arkadaşınızsa?

Uzlaşmacı bir tutum izleyip tatsız bir durum olduğunda bu durumu telafi edecek girişimlerde bulunmanız gerek. Bazen iki tarafa da aynı mesafede olan başka bir iş arkadaşından ya da yöneticiden bu tartışmadaki görüşleri alınarak destek istenebilir.

20- Karşınızdaki en yakın arkadaşınızsa?

Yakın arkadaşlıklar karşılıklı hoşgörüye dayalı ilişkilerdir. Onu kaybetmek istemezsiniz. Saldırgan bir tutum izliyor olsanız bile ondan özür dileyin ve anlayış ve hoşgörü gösterin.

Bu yazı Özge Altan Aytun tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: ozge@psikolojistanbul.com