MAKALELER

35 yılda 3 bin çifti araştırdılar bir bakışta evliliğinize ömür biçebilirler


İlişki Uzmanıyla Röportaj

Psikolog doktor John Gottman ile meslektaşı ve eşi Julie, evlilik ve ilişkiler konusunda uzman. John Gottman, Psychotherapy Networker dergisi tarafından ‘Son 25 Yılın En İlham Verici İlk 10 Terapisti’ arasında gösterildi. Yıllardır bu alanda araştırmalar yapıyorlar. ABD’de kendi isimlerini taşıyan bir enstitüleri var. Bugüne kadar 40’ı aşkın kitap yazdılar, yaklaşık 10 bin kişiye mutlu bir evlilik ve ilişki yürütmek hakkında eğitim verdiler.

Türkçe’ye de çevrilen ‘Evliliği Sürdürmenin 7 İlkesi’ kitapları tüm dünyada yarım milyon sattı. 35 yılda 3 binin üstünde çiftle araştırmalar yapan Gottman’lar, mutlu evliliğin sırlarını ortaya çıkardı ve boşanmanın çeşitli tekniklerle önlenebilir olduğunu kanıtladı. Aynı araştırmalardan yola çıkarak özel bir teknik geliştirdiler. Atölye çalışmalarıyla bu tekniği çiftlere öğretiyorlar. 6-12 Ekim’de Psikoloji İstanbul’un davetlisi olarak İstanbul’da da seminerler verecekler. Yeni evli bir çifti, iki saat izledikten sonra evliliklerinin ne kadar süreceğini yüzde 90 isabetle bildiklerini iddia eden Gottman’lara bir-iki soru sormak boynumun borcuydu…

Yeni evli bir çifte bakar bakmaz, 4-6 yıl sonra evli olup olmayacaklarını anlayabileceğinizi söylüyorsunuz. Evliliğin yürümeyeceğinin işaretleri neler?

– İlişkileri yaralayan, ‘Mahşerin dört atlısı’ dediğimiz davranış biçimleri var. Bunlar; eleştiri, aşağılama, savunmada kalma ve görmezden gelme (içine kapanıp iletişimi kesme). Ayrıca eşlerden biri tüm tartışmaları ‘dövüş ya da kaç’ prensibiyle ele alıyorsa, bir anlaşmazlık sırasında olumlu ve olumsuz etkileşim oranı bire birse, bunlar da kötüye işaret. Başarılı çiftlerde bu oran beşe dörttür. Yani 5 olumlu, 1 olumsuz.

İlişkilerinde güçlü sorunlar olsa bile, bir çifte evliliği yürütmeyi öğretebilir misiniz?

– Evet, kesinlikle. İlişkileri gerilmiş çiftlere, gözle görülür bir fark yaratma yeteneği kazandırıyoruz. Elbette her çifte yardım edilemez veya edilmemelidir. Örneğin ciddi boyutta aile içi şiddet varsa, kadının evliliği bitirmesi daha hayırlı.

Evlilikte ilk problemler ne zaman görülmeye başlar?

– Araştırmalarımıza göre genellikle evliliğin ikinci yılında. Balayı etkisi geçiyor ve eşler birbirini gerçekten ve daha derinden tanımaya başlıyor. Bebek de genellikle ikinci yılda yapılıyor.

Bizde üçüncü ve yedinci yıl tehlikelidir, denir. Bunda doğruluk payı var mı?

– Üçüncü yıl gerçekten önemli. Bu dönemde genellikle çocuk yapılmış olur. Çocuklar muhteşemdir ama küçükken çok fazla ilgi isterler. Özellikle de anneden. Bu da annenin zamanını ve enerjisini babayla çocuk arasında bölmesini gerektirir. Koca buna gücenebilir. Ancak araştırmalarımıza göre yedinci yılın özel bir güçlüğü yok. Geldiğimizde Türkiye’deki evlilikleri ve yedinci yılı araştırmamız gerekecek.

Bir evliliği yürüten beş şeyi saymanızı istesem…

– Karısının sözüne kıymet veren, ondan etkilenmeyi sorun etmeyen bir koca, tek eşlilik, saygı, anlaşmazlıklarda ‘mahşerin dört atlısı’ndan uzak durmak ve eşlerin birbirinin ihtiyaçlarına olumlu yaklaşması.

Peki evliliği bitiren beş şey nedir?

– Aile içi şiddet, aldatma, karısının fikirlerine önem vermeyen bir koca, sorunları çözerken aşağılama, eleştiri, savunmaya başvurma, anlaşmazlık durumlarında eşlerden birinin veya ikisinin birden tansiyonu yükseltmesi.

EVLİLİĞİN MODASI GEÇMEZ

Evliliği sağlıklı yürütmenin yollarını konuşuyoruz ama evlilik müessesesinin kendisi hayatta kalmayı başaracak mı? Birlikte yaşayanların, tek başına çocuk yapan kadınların ve boşanmaların sayısı her geçen gün artıyor…

– Evet, bizce evlilik hep olacak. Üstelik çiftler daha iyi ilişkiler kurmayı öğrendikçe daha uzun süreli ve mutlu evlilikler olacak. Araştırmalarımıza göre, anneyle baba arasındaki ilişki, çocuğun sağlıklı büyümesi için çok önemli. Çocuklarımızın iyiliğini düşündüğümüz sürece evlilik müessesesi de sürecek.

Atölye çalışmalarınızın adı ‘sevgi sanatı ve bilimi’. Sanat, yaratıcılık ve yetenek; bilim kesinlik ve nesnellik demek. Bir ilişkiyi yürütmek için bu özellikler mi gerekiyor?

– Bize göre sanat, yaratıcılık ve dürüstlük demek. Doğruyu, daha yaratıcı bir biçimde söylemek… Bilimsel araştırmalarımız sayesinde elde ettiğimiz sonuçları ifade ediyor. Üç binden fazla çifti, sorunlarını tartışırken, çözmeye çalışırken izledik, kaydettik. Sonra o kayıtları, başarılı ve başarısız çiftlerin sırrını çözmek üzere saniye saniye analiz ettik. Psikolojik değer ölçümleri yaptık. Tüm bu veriye dayanarak, yeni evli bir çiftin beş yıl sonra birlikte olup olmayacağını, onları sadece bir-iki saat izleyerek ve yüzde 90 isabetle söyleyebiliyoruz. Ayrıca atölye çalışmaları sırasında öğrettiğimiz yöntemlerin çiftlere ilişkilerini değiştirme fırsatı verdiğini de gördük. İki günlük eğitimden alınan ilham, bir yılın sonunda bile etkisini sürdürebiliyor.

Kimler atölye çalışmalarınıza katılmalı?

– Açık fikirli ve ilişki kurmanın yeni yollarını öğrenmek isteyen her çift katılabilir. Daha evlenmeden gelen çiftler oluyor, böylece daha iyi başlangıçlar yapılıyor. Onlarca yıldır mutsuz bir evlilik sürdüren ama hala ümidini kesmemiş çiftler de geliyor. Çoktan boşanmış ama birbirlerine ikinci bir şans vermek isteyen çiftlerin bile geldiği oluyor.

Neye benziyor bu atölye çalışmaları?

– Ders verirken eşimle canlandırmalar yapıyoruz, komik hikayeler anlatıyoruz. Çiftlerin uygulamasını istediğimiz alıştırmalar oluyor.

EVLİLİĞİ SÜRDÜRMENİN YEDİ İLKESİ

1. Aşk haritanızı geliştirin. Gottman, beyninizde eşinizle ilgili bilgileri depoladığınız yeri aşk haritası olarak tanımlıyor. Ne kadar çok bilgi olursa, o kadar iyi. Eşinizin hayallerini, ilgi alanlarını ve umutlarını bilmelisiniz.
2. Şefkatinizi ve hayranlığınızı ayakta tutun.
3. Birbirinize sırtınızı değil, yüzünüzü dönün.
4. Size bir şeyler öğretmesine izin verin. Bir ilişkide kimliğinizi korumak önemlidir ama eşinizden öğrenmek, esnek olmak da önemlidir. Eğer bu etkileşim karşılıklı olursa, eşler birbirine daha derinden saygı duyar.
5. Çözülebilir sorunları çözün. Halledilebilecek meseleler üzerinde uzlaşmak önemli. Bunun için şu beş basamağı dikkate alın: Yumuşak bir başlangıç yapın, tamir ve telafi girişimlerinde bulunmayı ve bu girişimleri kabul etmeyi öğrenin, kendinizi ve onu teskin edin, özveride bulunun ve birbirinizin hatalarına tolerans gösterin.
6. Tıkanıklığı açın. Temel sorunların çözülememesinin nedeni, her iki tarafın birbirinden çok farklı fikirlerinde inat etmesidir. Bu iletişimin önünü keser. Uzlaşamasanız bile, eşinizle empati kurmaya çalışın.
7. Paylaşılan anlamlar yaratın. Ritüeller, gelenekler, rol veya semboller üzerinden ikinizin de paylaştığı bir değerler sistemi yaratın. Bu sizi birbirinize yakınlaştırır.

Banu Tuna / Hürriyet / Ekim 2010